Konu:Yüksek İdare Mahkemesinin Vermiş Olduğu Altı Aylık Sürenin Bir Ayı Dolmuştur.Gelinen Nokta Sağlık Bakanlığı ile Tıp-İş’in Mahkeme Kararını Nasıl Delineceği Konusundaki Pazarlığı Devam Ediyor.
‘’Mesaiden Kaçanlara Ev Ödevi: 2011 yılı Anayasa Mahkemesinin Gerekçeli Kararının Okunması’’
Yüksek İdare Mahkemesi’nin kamu hekimlerinin ikinci iş yasağı ile ilgili vermiş olduğu Mandamus Emirnamesi, yoruma açık olmayan kesin bir karardır. Kararın verildiği 1 Şubat 2017 tarihinden itibaren, Sağlık Bakanlığı ile Tıp-İş arasında sıklaşan görüşmelerin, kamu hekimlerinin özlük haklarının iyileştirilmesinden ziyade, kamu hekimlerinin ikinci iş yapmalarının önünün nasıl açılabileceği üzerinde yoğunlaştığı dikkatimizi çekmektedir.
Sağlık Bakanlığı’nın, Yüksek İdare Mahkemesi’nin tanıdığı süre olan 1 Ağustos 2017’ye kadar, ilgili yasaları hızlıca çıkarmak ve sağlıkta 40 yılın reformunu gerçekleştirme ödevi dururken, hatta bundan dolayı hükümlü iken, Tıp-İş ile, yolun dışına çıkarak, sadece kamu hekimlerinin dışarıda nasıl bir formülle ikinci iş yapmaya devam edebileceklerinin pazarlıklarını kapalı kapılar arkasında yapıyor olması anlaşılabilir bir tutum değildir.
Diğer taraftan, kamu hastanelerinin ve özlük haklarının yetersizliğine değinen Tıp-İş’in, odaklanması gereken temel konular dururken, 1 Ağustos 2017 tarihine karar, Yüksek İdare Mahkemesi’nin verdiği ‘’Mandamus Emrinin’’ arkasından nasıl dolanabileceklerini hesaplaması ve bu bağlamda Sağlık Bakanlığı’na açıkça baskı yapması kamuoyunun gözünden kaçmaması gereken bir durumdur.
Kıbrıs Türk Serbest Çalışan Hekimler Birliği olarak, Tıp-İş’i, 1 Ağustos 2017’ye kadar verilen süre içerisinde, verilen mahkeme kararına saygılı olmaya davet ederiz. Özlük hakları verilen sendikanın, özel hasta bakma talebi ile ilgili enerjisini ise, hali hazırda yürürlükte olan Kamu Sağlık Çalışanları Yasası’nın 40. Maddesi’nin hayata geçirilmesi yönünde yani, çalıştıkları kamu hastanelerinin halkımıza yaraşır hizmet verecek koşulların sağlanması konularına harcamalarının daha isabetli olacağı görüşündeyiz.
Her fırsatta gerçek niyetlerini ortaya koyanlara tavsiyemiz boş konuşmak yerine 2011 yılındaki Anayasa Mahkemesi kararını alıp okumaları ve serbest çalışan hekimlerle kamu hekimleri arasında herhangi bir ayrıcalığın Anayasal anlamda mümkün olmayacağını bilmeleri gerektiğidir.
Aksi yönde atılacak her türlü adımın takipçisi olacağımızı, gerekirse hiç çekinmeden yeni bir hukuk mücadelesi başlatacağımızı, bir kez daha hatırlatır, konunun tüm muhataplarını, sağlıktaki yasaların ivedilikle çıkarılması yönünde azami gayret göstermeye davet ederiz.